http://www.beyogluajandasi.com
Galeri
Nev,
tam
yirmi
yıl
önce
Türkiye’de
ilk
kez
sergilediği
ANTONIO
SAURA’nın
özgün
litografilerini
yeniden
ziyaret
ediyor.
1996
yılında,
litografi
makinasının
icadının
200.
YILI
dolayısıyla
Avrupa
Birliği
ile
ortak
gerçekleştirilen
ANTONIO
SAURA
sergisi,
Paris
galerileri
ve
atölyelerinin
arşivlerinde
yapılan
uzun
soluklu
bir
arkeoloji
sayesinde
nerdeyse
eksiksiz
bir
biçimde
yeniden
kurulabiliyor.
Böylece
Galeri
Nev,
Picasso,
Bonnard,
Dali
ile
başlayan
ve
geçtiğimiz
yirmi
yılda,
Saura’nın
ardından,
Adami,
Alechinsky,
Dubuffet,
Pedersen
ve
Velickovic
ile
devam
eden
Avrupa
modernizmi
sergilerini
de
yeniden
gündeme
getiriyor.
Sergiye
ismini
veren
ve
Saura’nın
bir
litografi
dizisine
ait
olan
“Hayali
Portreler”
başlığı,
Nev’de
sergilenen
bu
ikonik
isimlere
de
bir
gönderme
yapıyor.
Sergi,
icadının
220.
yılına,
bu
sergilerin
sürekliliğinin
sağlayan
ve
sanatı
ulaşılabilir
kılan
litografiye
bir
saygı
(tribute)
niteliği
taşıyor.
İspanyol
modernizmini
kuran
isimlerden
biri
olan
ANTONIO
SAURA’yı,
sanat
tarihçileri
tarafından
hem
ardıllarından
Velázquez,
Greco,
Goya
ve
Picasso
ile
hem
de
başka
coğrafyalardan
kuşakdaşları
Francis
Bacon,
Willem
de
Kooning
ve
COBRA’ya
bağlıyor.
Sergide
Antonio
Saura’nın
bu
bağlarını
açıkça
temsil
eden
ve
1977
ile
1994
arasında
gerçekleştirdiği
“Rahipler”
(1977),
“Dört
Mevsim”
(1977),
“Hayali
Portreler”
(1983),
“Dora
Maar’a
Saygı”
(1986)
ve
ünlü
“Yedi
Büyük
Günah”
(1994)
dizileri
öne
çıkıyor.
“Rahipler”
(1977)”
dizisinde,
düşünceli
gibi
duran
şapkalı,
haçlı
ve
oklu
siyah
figürler,
kağıdı
baştan
sona
dolduran
sayısız
yüzen
leke,
karmaşık
örüntü
ve
sarmallar
içerisinde,
dengesiz
ve
dışarılara
taşan
bantlar
oluşturuyor.
Benzer
örüntü
ve
sarmal
kompozisyonu,
kibir,
açgözlülük,
şehvet,
kıskançlık,
oburluk,
öfke
ve
tembelliğin
resmedildiği
“Yedi
Büyük
Günah
(1994)”
dizisi
ile
“Dört
Mevsim
(1977)”de
de
izlenebiliyor.
“Hayali
Portreler”
(1983)
ise,
imgenin
çarpıtılması
ve
bu
çarpıtmalarla
yakalanan
ruhsal
dramları
portreleştiriyor.
Picasso’nun
yaratı
mekanikleri
ile
hesaplaştığı
“Dora
Maar’a
Saygı”
(1986)
dizisi
“Hayali
Portereler”
ile
birlikte
sergileniyor.
Böylece
Dora
Maar’ın
yüzleri,
Saura’nın
yüzlerine
karışıyor.
Antonio
Saura
(1930,
İspanya
Huesca),
Saragosa’daki
ilk
sergisinden
bu
yana
geçen
neredeyse
yarım
yüzyılda,
Madrid,
Paris,
Münih,
Roma,
Stockholm,
New
York,
Milano,
Brüksel,
Rotterdam,
Buenos
Aires,
Rio
de
Janeiro,
Amsterdam,
Havana,
Londra,
Frankfurt,
Barcelona,
Cenevre,
Düsseldorf,
Tokyo,
Berli,
Helsinki,
Hamburg,
Stuttgart,
Viyana,
Cambridge,
Köln
ve
daha
bir
çok
kentte
200’e
yakın
sergi
açtı.
Eserleri
Venedik
Bienali(1958),
Documenta
(1959,
1977)
gibi
büyük
uluslararası
toplu
sergilerde
ve
Guggenheim,
Tata
Gallery,
Centre
Pompidou
gibi
çağdaş
sanatın
önde
gelen
müzelerinin
koleksiyonlarında
yer
aldı.
Tiyatro,
opera,
sinema
ve
bale
setleri
tasarladı,
Franco
rejimine
ve
ırk
ayrımına
karşı
politik
etkinliklerinin
yanı
sıra,
sanat
ve
kültür
üzerine
dersler
verdi,
seminerler
yönetti,
makaleler
yazdı.
Antonio
Tapies
ve
Eduardo
Chillida
ile
birlikte
modern
İspanyol
sanatının
en
büyük
ustası
olaran
anılan
Saura’nın
litografiye
olan
tutkusu,
ilk
denemelerini
yaptığı
1958’den
başlayarak
hiç
eksilmedi.